1 Nisan 2014 Salı

Hakikat; Kullarıyla Kavga Eden Değil Merhamet Eden Allah

Evladına karşı onu her an gözleyen, ona yol gösteren, yapacağı şeylerin sonunda ödeyeceği bedelleri en güzel şekilde açıklayan bir baba var bir de evladına karşı umursamaz ve onu salıveren, doğruyu ve yanlışı göstermeyen bir baba var.
Evladına iyiyi ve kötüyü anlatan baba onu önemseyen babadır. O’nu öylece bırakıvermez. Evladına iyi ve kötüyü anlatmayan baba ise onu umursamayan babadır. O’nu öylece bırakıvermiştir.  
Batı’ya yön veren Yunan düşüncesinde (ki Aristo’nun düşüncesidir) “Tanrı insanları yaratmış ve öylece bırakıvermiştir”. Yani İnsanlar hayatlarını kendileri bulmuşlardır. Bu Allah’ı insanoğlunun hayatına müdahale etmekten uzak tutan anlayışın ilk adımıdır. Aynı zamanda Kur’an’ın savaş açtığı bir anlayıştır. Ama bize bilge adamın bilgileri diye okutturulur sürekli. Biz inanıyoruz ki gerçek bu değil. Gerçek olan Kur’an da anlatılanlardır. Batı Kur’an’ı görmezden geldiği için Allah ile kul ilişkisini bozmuş olan Yunan imanını kendine örnek kabul etmiştir. Çünkü yapmak istediklerinin en sistemli ilk biçimi Yunan’daydı. Hiç beklemeden hemen sarıldılar. Kendilerinin köksüz bir medeniyet olmadığını da söylemeye çalıştılar böylece. Batı tıpkı Yunan’da olduğu gibi Allah’ı hayattan diskalifiye etti. Kul yeryüzünde tek kaldı. Ve kendilerinin icadı bir insanlık türettiler. Maksat; Allah’ın (Kur’an’da) anlattığı insanlık biçimini gözlerden uzaklaştırmaktı. Maksat; Allah’ın anlattığı kul ile Rab arasındaki ilişkiyi gözlerden uzaklaştırmaktı. Böylece kendi kafalarındaki dünyayı kurmaya amade insanlık tarihini yazdılar. İnsan ile Tanrısı arasındaki ilişkiyi yeniden belirlediler. Tanrısına karşı sorumlu olmayan hatta Tanrısı tarafından tehdit altında yaşayan bir insanlık tarihi peydah ettiler ki Tanrı’nın insanlar arasındaki geçerliliğini, hükmünü yok edebilsinler. (Hristiyanlığın) Yalan yanlış iman edilen tanrısının bile varlığını istemediler. Ve her tarafından felaket fırlayan insanlık tarihini peydahladılar. Oluşturulan tarihteki insan tipi, Tanrı’sından uzak kendi kendine büyüyen, aletler icat ettikçe gelişen bir insandı. Sanki insanlık dünyaya terk edilmiş ama kendi yolunu çizmesini bilmiş bir varlık gibi anlatıldı. Süreç belli olmuştu. Tanrısı tarafından yalnızlığa ve karanlığa terk edilen insanlık ulaştığı mükemmel konumda Tanrısını söz sahibi yapmayacaktı. Bu amaca ulaşmak için her şey yapılacaktı.          
Önce bir Tanrı anlattılar. Prometheus efsanesinde olduğu gibi… Kullarından intikam alan, onları felakete sürükleyen, tüm gücünü kullarıyla kavga etmeye adamış, onların başına gelen her kötülükten zevk alan bir tanrı ortaya çıkardılar.
Sonra da insanlık tarihini anlattılar. Hiçliğe bırakılan, asırlarca mağaradan mağaraya çıplak çıplak dolaşıp duran, hayvansı bir tabiattan başlayıp evrilerek insan mükemmelliğine erişen, korkudan ve kendisine zarar veren her şeyden kurtulmayı öğrenen ve nihayet tanrının gizlediği tüm bilgileri ele geçirip “tanrıya ihtiyacı kalmayan” tanrıya galip gelen bir insanlık tarihini uydurdular. Tanrıyla ilişkili olan her şeye düşman oldular. Dini hayattan uzaklaştırmanın düşünsel alt yapısını oluşturdular.
Halbuki Kur’an bize bambaşka bir insanlık anlatır. İlk insanı bile bir peygamberdir bu dünyanın. Nerede kaldı hayvansı, cahil, ağaç kökleri yiyen insan. Onun oğulları Allah’a adakta bulunan bir din ve dünya anlayışına sahipti. Ortada çıplak çıplak gezen mağara adamları değildi. Adem’den hemen sonra gelen İdris (as)’ın bir meslek sahibi olduğu anlatılır. Hem de terzi… Onların çıplak insanlık tarihlerine inat. Onların tanımlamasında insan “sosyal bir hayvan” iken Allah “biz insanı en güzel şekilde yarattık” (Tin.4) der. Daha ilk insandan itibaren Rabbinin nimetlerine şükreden bir kul vardır Kur’an’da. Onların anlatımında kullarından bilgiyi sakınan tanrı var iken Allah bize bunun tam zıddını anlatır. “Allah, Adem’e bütün isimleri öğretti. Sonra eşyayı meleklere gösterip: eğer biliyorsanız bunların isimlerini bana haber verin, buyurdu. Melekler: seni tenzih ederiz senin bize öğrettiklerinden başka bir şey bilmeyiz, dediler. Allah: Ey Adem onları isimleriyle birlikte haber ver dedi de O’da eşyanın isimlerini söyledi. (Bakara;31-33) Yani melekten bile üstün kılınan bir insan. Rabbi tarafından bilgiyle donatılan bir insan. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Batı’nın (küfrün), dünyayı Tanrı ile insanın mücadelesinin zeminiymiş gibi kurgulamaya çalışmasına rağmen Kur’an, bize hakikati şöyle dile getirir; "Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin apaçık düşmanınızdır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?"(Yasin.60)Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır." (Bakara;208)O, size ancak kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara;169) Yani bir dünyada mücadele varsa o da insan ile şeytan arasında geçen mücadeledir; tanrı ile insan arasında geçen bir mücadele değil.
Kur’an’ın bize anlattığı insan ile ilgili ayetlerden sadece bazılarına bakarak kurgulamaya çalıştıkları yalanı net bir şekilde ortaya çıkarabiliriz.
Son sözleri Kur’an söylesin bize…
Zariyat 56. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
İnsan 2. Biz insana iki yol gösterdik o ya şükredici olur ya da nankör.
Yunus 57. Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet geldi.
Nahl 36. Andolsun biz, her ümmete, "Allah'a kulluk edin, tâğûttan kaçının" diye peygamber gönderdik. Allah, onlardan kimini doğru yola iletti; onlardan kimine de sapıklık hak oldu…
Bakara 151. Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik.
Bakara 147. Hak (ancak) Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma!
Bakara 209. Size apaçık deliller geldikten sonra, eğer yine de yan çizerseniz, bilin ki Allah, gerçekten mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bakara 203… Allah'a karşı gelmekten sakının ve onun huzurunda toplanacağınızı bilin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder