22 Eylül 2022 Perşembe

TALEPLER MASUM DEĞİL

 

Yeni isimler yeni kavramlarla fıtrata ait tüm dokuları bozuyorlar. Bilinçli bir şekilde paralarla sübvanse edilerek toplumdaki her türlü çözülmeyi destekliyorlar.

Aile yapısını bozuyorlar adına “KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ” deniyor. Kadın erkek sorunlarında çözümleyici olmayı değil parçalayıcı olmayı tercih ediyorlar. “Kadını Koruma” gibi masum ifadelerle de toplumun tüm erkeklerine “çekin ellerinizi kadınlardan!” höykürmesi geliyor. Sanki gasp edilmiş bir malı kurtarıyorlar gibi sanki alıkonulmuş bir namusu savunuyorlarmış gibi de rahatlar. Her türlü namussuzluk normalleştiği halde sesini çıkarmayanlar başkalarının kadınlarında kızlarında söz sahibi olmaya çalışıyorlar. O höykürmeyi topluma yapanların sesi duyulmadan önce toplumun böyle dertleri yoktu. Bu seslerin duyulmasından öncesinde ve sonrasında toplumun geldiği durum aşikardır.

Gençlere her türlü özgürlüğü hak ediyorsunuz deyip onlara da “Z KUŞAĞI” ismini veriyorlar. Aklını her türlü muzurluk, cinsellik ve sefahata ulaşmaya takmış, “geçimi” için “devinmeyi” gereksiz görüp bir tuşta milyonları kazanmayı isteyen, her türlü ahlaki sınırlamaya itiraz eden, kuralsız ve şımarık hoppalara “Z Kuşağının yitimi” gibi cımbız kelimelerle koruma kalkanı oluşturulmaya çalışılıyor. Büyüklere suç yüklenirken Z Kuşağına masumiyet atfediliyor. Kadınlarda olduğu gibi “çekin ellerinizi gençlerden” deniyor. Hey hât gel gör ki her kavmin şımarıkları olduğu gibi bizim kavmimizin de şımarıkları var. Ahlaksızlıklar ve kuralsızlıklar yeni bir isim verilmekle normalleşecek mi? Bu gün birilerinin her türlü özgürlük vaadiyle satın alınan sözüm ona Z Kuşağı hiç büyüyüp kendi yaptıklarının hesabını vereceği ölümü tatmayacak mı? Haşa peygamberden şefaatli Allah’tan da mağfiretli mi bunlar?...  Z kuşağı denilen kitlenin fotoğrafı şımarık, doyumsuz, kuralsız ve değersizliği barındıran görüntü vermekte. Din, ahlak, kültür, adabı muaşeret umursanacak bir şey olmaktan neredeyse çıkmış durumda. Bu vasıfta gençler de her dönemde olmuştur olacaktırda. Bu gün Z Kuşağı ismi verilmesi yeryüzünde daha önce benzeri olmamış tipler olduğu anlamına gelmez.

Cinsiyetin haysiyetsizleştirilmeye çalışılmasının adına “ÖZGÜR TERCİH” deyip bu duruma karşı tavır alanlara da “baskıcı” diyerek korku salınmaya çalışılıyor. Toplumsal kanaati etkilemek adına her türlü satın almalar yapılıyor. Reklam filmlerinde oynatmalar, turnelerle desteklenmeler, uluslararası etki alanlarında isimlerinin gündem yapılması, Lobiler oluşturulması ve bu lobilerin sponsorluklarının büyük büyük firmalarla yaptırılması. Ama Allah en büyüktür. Allah’ın defterini dürdüğü lanetli duruma da ben hiçbir sebeple “saygı” duyamam.

Kısacası; her toplumsal bozulmanın altında “masum talepler” değil; “şeytanla sözleşmeli” olanlar vardır. Ben bir Müslümanım ve bunları da asla kabullenmeyeceğim. Müslüman kimliği olduğunu ifade eden birini zelil duruma düşüren şey ise; “efendim kabul etmesek de saygı duymalıyız, herkesin fikrine tercihine saygı duymamız lazım” kompleksidir. Ne saygısı yahu! Adam öldürene de tercihinden dolayı saygı duysana madem. Koskoca toplumun cinayeti işleniyor herkesin gözü önünde. Hangi saygı? Ben bunların hiçbirine saygı duymuyorum. Hele hele demokrasi adına hiç saygı duymuyorum!!! Hiç mi omurgamız kalmadı bizim.

Bu yazdıklarım malumun ilanı için değil şahitliğimi ve tarafımı belirtmek içindir. Her geçen gün sinsice bilinçaltına yapılan baskılar karşısındaki duruşumu ızhar etmek içindir.  “Fikir özgürlüğüdür, bireysel tercihtir, saygı duyuyoruz efendim!” diyen demokratlardan olmadığımı beyan etmek içindir. Zira söylediğimiz her sözün, aldığımız her tavrın hesabını soracak bir Allah var. Toplumu ateşe veren günahkarların günahına zerrece ortak olamam; demokrasi ve fikir özgürlüğü adına bile olsa. Tarafım demokratlıktan yana değil Müslümanlığımdan yanadır.