Kullar, şeytanın, Allah ile ilgili zanlarını değiştirebilme
gücünün önüne geçemediği sürece günah ve isyandan kurtulamazlar. Kullar, şeytanın, Allah ile ilgili zanlarını değiştirme
çabalarını boşa çıkardığı sürece de rahmetten kovulmazlar.
Adem ve
Havva (as)’ı günaha sürükleyen, cennetten kovduran şey her ikisinin de şeytanın
oyununa gelip Allah ile ilgili zanlarının değişmesi oldu. “Şeytan, Rabbiniz
size bu ağacı ya melek olmayasınız ya da ebedi olarak cennette kalmayasınız
diye yasakladı” dedi. Onların Allah ile ilgili kalplerindeki ve zihinlerindeki
zanlarına o an için galip geldi de bu suretle günaha düşüverdiler. Allah (cc)
ikisine şöyle dedi: “Ben size demedim mi şeytan sizin apaçık düşmanınızdır
diye”. Araf: 20…22
Kulların bir anlık tereddütü onlara ağır
bedeller ödetiyor.
Cennette de olsan şeytan olduğu sürece rahat
yok.
Adem ile
Havva sadece bir günah yüzünden cennetten çıkarıldılar. Cennet; her nereye
baksanız Allah’la ilgili kötü bir zannın oluşmasına hiçbir şekilde imkan
vermeyecek bir ortam. Yani her ne yana baksa Allah ile ilgili hakikatin olduğu
bir yer. Allah bu kadar hakikatin içinde kendisi ile ilgili zannın değişmesine
kızıverdi de cezalarını veriverdi. “Yalnızca şu ağaca dokunmayın dilediğiniz
kadar dilediğiniz yerden yiyin-için” diyen ve vaadinden dönmeyen bir Allah
(cc)’ın garantisinde idiler. Bunlara rağmen (o ağaç ile ilgili) Allah
hakkındaki zanları şeytanın hilesiyle değişiverdi. Bu Allah’ın şu auyarısında
olduğu gibi bir zannın değişimidir: “Sakın şeytan sizi Allah’ın affına
güvendirerek kandırmasın” (Fâtır:5) Rasulullah (sav)’e gelen ayete bakınca
Allah (cc)’ın bu konuda Rasulullah (sav)’e olan tavrının Adem (as)’a olan tavrından
başka olmadığını görürüz. Ayet şöyle: “…Sana gelen bunca ilimden sonra eğer
onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost ne
de bir koruyucu vardır.” RAD:37. Uyarı aynı “Allah’ın kanununda bir değişme de
olmayacağına göre” eğer Peygamber (as)aynı hatayı yapsaydı O (as) da aynı cezaya
muhatap olacaktı. İlk peygamber de son peygamber de aynı uyarıyı aldı. Bu tüm
peygamberlerin uyarısıydı aynı zamanda.
Allah’ın lütfundan
sonra kulların, Allah ile ilgili zanlarının kötüye değişmesinde Allah’ın affı
yok; Peygamberleri bile olsa… Kullar bu vakitten sonra nasıl rahat olabilir. “Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın
çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları
cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve
taraftarları, (kendilerini göremeyeceğiniz yerden) sizleri görmektedir. Biz gerçekten
şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.” Araf:27
Şeytan kulun Allah ile ilgili zannını değiştirebilir. Şeytan
kulun Allah’ın Peygamberi ve O’nun buyurduklarıyla ilgili zannını değiştirebilir.
Şeytan kulun haram-helal sınırı ile ilgili zannını değiştirebilir. Şeytan kulun
para kazanma ve harcama ile ilgili zannını değiştirebilir. Şeytan kulun şeriatın
(dinin) muamelatla ilgili emir ve nehiyleri hakkında zanlarını değiştirebilir. Şeytan
kullun izzet ve şeref ile ilgili zanlarını değiştirebilir. Yani şeytan Allah’ın
bize eksiksiz bir şekilde açıkladığı hayatımızın her aşamasıyla ilgili
zannımızı değiştirebilir. En fecisi de Allah ile ve ayetleriyle ve de Rasulü
ile ve hadisleriyle ilgili zannın değişmesidir.
Şeytanın kulların zanlarını değiştirme gücü olduğu sürece
kullara rahat yok. Ama kullarını uyaran ve sahip çıkan Allah var. Kulların
kalpleri sulh içinde olduğu sürece O’nun garantisi var.
“Allah bizi kendisini hakkıyla takdir etmeyi öğrettiği
kullarından etsin.” Amin.