22 Temmuz 2014 Salı

Sadece Duayla Olmaz Diyen Kardeşlere

Maksadım sadece duayla olur demek değil ama dinle ey kardeşim!
“Elinle düzeltebilirsen elinle, dilinle düzeltebilirsen dilinle, olmazsa nefretinle” bir şey yapmak Peygamber ahlakıdır. Bunların hangisine gücün yetiyorsa onu yap. Ortamın gereği hangisine gücün yetiyorsa…
Biz dua etmenin gücünü Muhammed aleyhisselam dan öğrendik Yakup aleyhisselam dan öğrendik, İbrahim aleyhisselam dan öğrendik, Nuh aleyhisselam dan öğrendik. Başka delile gerek var mı?
Güçleri yetmediğinde hüzünlerini, acılarını, iniltilerini rablerine arz edenlere bir gün duayı çok seven Muhammed aleyhisselamın Rabbi olan Allah tarafından güç verilirse elleriyle de yapılması gerekeni yaptıklarına şahit olunacaktır. Ama “dua ile iş bitmez” deyip dillerini kıpırdatmayanların ellerine fırsatlar gelince de hiçbir şekilde değerlendirmeyeceklerine de şahit olunacaktır. Dilini kıpırdatmayan bedenini nasıl ayağa diksin. Diline duayı fazla gören, gereksiz gören, boş çaba gören bedenini nasıl tehlikeye atsın. Allah mazlumları ya güçlü ve adil ellere ya da bir ok gibi hedefine giden gönülden yapılan dualara teslim etmiştir. Birincisi olma imkanın yoksa ikincisi olmalısın.
Mekke de Kabe’nin yanında dayak yerken Peygamberim efendimin duasından başka hiçbir gücü yoktu. Kimseye el kaldıracak gücü yoktu. Kimseye kılıç korkusu verecek gücü yoktu. Kimseye buyurma yetkisi yoktu. Henüz kimselerin gönlüne korku salamamıştı. Bu garip ve güçsüz halinde sadece duası vardı. “Ey mazlumların rabbi beni bu zalimlerin eline mi bırakıyorsun” diyordu taşlanarak çıkmak zorunda kaldığı Taif’te. Kabe’nin yanında başına işkembeler atılıyor ama karşılık veremiyordu. Sadece rabbine dua ediyordu. Elinden gelen o gün orada sadece buydu. Mekke’nin her köşe başı bu zayıflıklardan dolayı gösterilen sabır, ve yapılan dualara şahittir. Dua ediyordu efendim. Allah da O’nun dualarına kulların değil kendisinin uygun gördüğü zaman diliminde yardımını göndereceğini söyleyip sabır istiyordu. Ve o gün geldiğinde o duaların hepsi gökten yere inecek ve o gün geldiğinde her bir göz yaşı dua kafirin karşısına dikiliverecekti, bunu vaat etmişti Allah. Dua etmişlerdi ya yalvarmışlardı ya rablerine “işte Allah o zalimleri sizin (duaya kalkan) ellerinizle helak etmek istiyordu.”  Helak etti de… Ve Allah Bedir’de duaları ve bedenleri o meydanda buluşturuvermişti. Duaya kalkan o eller intikamlarını alıverdi. Daha ilk savaşta efendimin aleyhlerinde dua ettiği kafirlerin hepsinin gövdesi toprağa tek tek düştü. Allah kaderi yazarken dua yı da kadere etken kılmıştır. Ben duanın gücünü Peygamberimden öğrendim.
Bunun gayrısında konuşan boş konuşur kalp kırar. Bunun dışında bir şey düşünen duaya kalkan ellerin sahiplerini incitir. Zaten acı dolu kalpleri bir de içerden onlar incitir. Yapmayın. Etmeyin. Aleyhinizde mizana gelecek şeylere meyletmeyin.
Sonra şunu söyleyeyim. Yağmurlu ve soğuk bir gecede ayağınıza kadar gelip yalvaran kedi yavrusuna yardım eden kulundan daha mı merhametsiz benim Rabbim. “Kullarım beni nasıl zannediyorsa (ben onlar için) öyleyim” diyen Rabbim! Ben senin kullarına verdiğin merhametten 99 kat daha fazlasına sahip olduğuna iman ediyor ve böyle zannediyorum. Tüm dualarım da bu zannım üzeredir. Şimdi dua etmekten başka bir şeyi olmayan kulların arşa yükselen dualarının, iniltilerinin işe yaramayacağını söyleyen rabbim değildir. Başkalarıdır... “Duanız olmasa rabbim sizi ne yapsın" (Furkan:77) diyen ise benim Rabbimdir.
Bunun lamı-cimi yok, sadece dua etmek iş görmez fiil de lazım diyenler bu hal Allah’ın istediği hal değil. Haydi o zaman fiiliyata geç, kalk dua et. Aç ellerini yalvar Rabbine. Fiil olmadan dua mı olur. O kadar dua eden bunu bilmiyor da sizler mi biliyorsunuz. Şimdi ben rabbimin dediğine iman ediyorum hem de Muhammed aleyhisselam gibi Yakup aleyhisselam gibi, İbrahim aleyhisselam gibi, Nuh aleyhisselam gibi… Duaların karşılığı bir gün tek tek gelecektir. Acele etmeyeceğiz. Şartımız bu. İçten olacağız diğer şartımız da bu. Allah günleri bizim lehimize çevirecek muhakkak bu da Rabbimizin vaadi. Bu Bedir bir gün gelecek. O Halit bir gün Müslüman olacak. O Selahattin bir gün kumandan olacak ve bizim dualarımız o gün Rabbimizin katında tüm bu sevinçlere şahitlik edecek. İşte o zaman gökten bir el bu gözyaşlarımızı silecek. Geriye Rabbimizin rızasından başka bir şey kalmayacak (inşallah). Bu da bize yeter zaten. 
Ey sığınağımız! Ey koruyup kollayanımız! Ey acizliğimizi itiraf ettiğimiz rabbimiz sen bize kızma, sen bize öfkelenme yeter ki, biz senden gelene razıyız. Bizi sana çokça yalvaran peygamberlerin gibi kıl. Amin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder