Maksadım sadece duayla olur demek değil ama dinle ey kardeşim!
“Elinle
düzeltebilirsen elinle, dilinle düzeltebilirsen dilinle, olmazsa nefretinle”
bir şey yapmak Peygamber ahlakıdır. Bunların hangisine gücün yetiyorsa onu yap.
Ortamın gereği hangisine gücün yetiyorsa…
Biz dua
etmenin gücünü Muhammed aleyhisselam dan öğrendik Yakup aleyhisselam dan
öğrendik, İbrahim aleyhisselam dan öğrendik, Nuh aleyhisselam dan öğrendik.
Başka delile gerek var mı?
Güçleri
yetmediğinde hüzünlerini, acılarını, iniltilerini rablerine arz edenlere bir
gün duayı çok seven Muhammed aleyhisselamın Rabbi olan Allah tarafından güç
verilirse elleriyle de yapılması gerekeni yaptıklarına şahit olunacaktır. Ama
“dua ile iş bitmez” deyip dillerini kıpırdatmayanların ellerine fırsatlar
gelince de hiçbir şekilde değerlendirmeyeceklerine de şahit olunacaktır. Dilini
kıpırdatmayan bedenini nasıl ayağa diksin. Diline duayı fazla gören, gereksiz
gören, boş çaba gören bedenini nasıl tehlikeye atsın. Allah mazlumları ya güçlü
ve adil ellere ya da bir ok gibi hedefine giden gönülden yapılan dualara teslim
etmiştir. Birincisi olma imkanın yoksa ikincisi olmalısın.
Mekke de
Kabe’nin yanında dayak yerken Peygamberim efendimin duasından başka hiçbir gücü
yoktu. Kimseye el kaldıracak gücü yoktu. Kimseye kılıç korkusu verecek gücü
yoktu. Kimseye buyurma yetkisi yoktu. Henüz kimselerin gönlüne korku
salamamıştı. Bu garip ve güçsüz halinde sadece duası vardı. “Ey mazlumların
rabbi beni bu zalimlerin eline mi bırakıyorsun” diyordu taşlanarak çıkmak
zorunda kaldığı Taif’te. Kabe’nin yanında başına işkembeler atılıyor ama
karşılık veremiyordu. Sadece rabbine dua ediyordu. Elinden gelen o gün orada
sadece buydu. Mekke’nin her köşe başı bu zayıflıklardan dolayı gösterilen
sabır, ve yapılan dualara şahittir. Dua ediyordu efendim. Allah da O’nun
dualarına kulların değil kendisinin uygun gördüğü zaman diliminde yardımını
göndereceğini söyleyip sabır istiyordu. Ve o gün geldiğinde o duaların hepsi
gökten yere inecek ve o gün geldiğinde her bir göz yaşı dua kafirin karşısına
dikiliverecekti, bunu vaat etmişti Allah. Dua etmişlerdi ya yalvarmışlardı ya
rablerine “işte Allah o zalimleri sizin (duaya kalkan) ellerinizle helak etmek
istiyordu.” Helak etti de… Ve Allah
Bedir’de duaları ve bedenleri o meydanda buluşturuvermişti. Duaya kalkan o
eller intikamlarını alıverdi. Daha ilk savaşta efendimin aleyhlerinde dua
ettiği kafirlerin hepsinin gövdesi toprağa tek tek düştü. Allah kaderi yazarken
dua yı da kadere etken kılmıştır. Ben duanın gücünü Peygamberimden öğrendim.
Bunun
gayrısında konuşan boş konuşur kalp kırar. Bunun dışında bir şey düşünen duaya
kalkan ellerin sahiplerini incitir. Zaten acı dolu kalpleri bir de içerden
onlar incitir. Yapmayın. Etmeyin. Aleyhinizde mizana gelecek şeylere
meyletmeyin.
Sonra şunu
söyleyeyim. Yağmurlu ve soğuk bir gecede ayağınıza kadar gelip yalvaran kedi
yavrusuna yardım eden kulundan daha mı merhametsiz benim Rabbim. “Kullarım beni
nasıl zannediyorsa (ben onlar için) öyleyim” diyen Rabbim! Ben senin kullarına
verdiğin merhametten 99 kat daha fazlasına sahip olduğuna iman ediyor ve böyle
zannediyorum. Tüm dualarım da bu zannım üzeredir. Şimdi dua etmekten başka bir
şeyi olmayan kulların arşa yükselen dualarının, iniltilerinin işe
yaramayacağını söyleyen rabbim değildir. Başkalarıdır... “Duanız olmasa rabbim
sizi ne yapsın" (Furkan:77) diyen ise benim Rabbimdir.
Bunun
lamı-cimi yok, sadece dua etmek iş görmez fiil de lazım diyenler bu hal
Allah’ın istediği hal değil. Haydi o zaman fiiliyata geç, kalk dua et. Aç
ellerini yalvar Rabbine. Fiil olmadan dua mı olur. O kadar dua eden bunu
bilmiyor da sizler mi biliyorsunuz. Şimdi ben rabbimin dediğine iman ediyorum
hem de Muhammed aleyhisselam gibi Yakup aleyhisselam gibi, İbrahim aleyhisselam
gibi, Nuh aleyhisselam gibi… Duaların karşılığı bir gün tek tek gelecektir.
Acele etmeyeceğiz. Şartımız bu. İçten olacağız diğer şartımız da bu. Allah
günleri bizim lehimize çevirecek muhakkak bu da Rabbimizin vaadi. Bu Bedir bir
gün gelecek. O Halit bir gün Müslüman olacak. O Selahattin bir gün kumandan
olacak ve bizim dualarımız o gün Rabbimizin katında tüm bu sevinçlere şahitlik
edecek. İşte o zaman gökten bir el bu gözyaşlarımızı silecek. Geriye Rabbimizin
rızasından başka bir şey kalmayacak (inşallah). Bu da bize yeter zaten.
Ey
sığınağımız! Ey koruyup kollayanımız! Ey acizliğimizi itiraf ettiğimiz rabbimiz
sen bize kızma, sen bize öfkelenme yeter ki, biz senden gelene razıyız. Bizi
sana çokça yalvaran peygamberlerin gibi kıl. Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder